Yaşam

Bedelli Askerlik Olmalı mı?

Bedelli Askerlik Olmalı mı?

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici durup dururken ve dikkat çeken bir çıkışla; 02 Haziran 2017 tarihinde Başbakan Binali Yıldırım’la yaptığı bir görüşmede bedelli askerlik konusunu gündeme taşımış. Ve buna gerekçe olarak da; “ …bedelli askerliğe karşı olduklarını ancak, bedelli askerliğin çıkması durumunda elde edilen gelirin SMA hastalarına aktarılmasını…” ilettiği öğrenilmiştir. Bedelli konusu, Anayasa referandumu öncesinde de gündeme gelmişti. detaylar haberimizde…

Bedelli askerlikten bugüne kadar; 1987, 1992, 1999, 2011 ve 2014 yıllarında olmak üzere belirli bir kesim bedeli mukabilinde istifade etmiştir. Halen 2 milyon 800 bin civarında yükümlünün değişik nedenlerle askerliklerini erteledikleri… 450 bin civarında da bakaya sayısının olduğunu Milli Savunma Bakanı Fikri Işık referandum öncesinde açıklamıştı .

Bedelli askerlik meselesi niçin bu kadar arzu ediliyor?, devlet buradan gelecek gelire mi muhtaç? Belirli çevreler sürekli bunu kaşımak suretiyle gündeme taşımaktadırlar. Bedelli Askerlik Olmalı mı?

TSK, milletin evlatlarıyla birlikte bu mücadelenin kilit noktası

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ordu- millet kültürüyle beslenen bir teşkilattır. Uzun yıllardır terörle mücadele eden bir ülke olarak askerlere önemli görevler düşmektedir. TSK, milletin evlatlarıyla birlikte bu mücadelenin kilit noktasını oluşturmaktadır. Ülkemizi bölmek isteyen şer odakları, TSK’nin karşısında mücadelenin güvenlik boyutunu bir türlü aşamamışlardır. Bu engelin aşılabilmesi için öncelikle ordunun zayıflatılması gerekmektedir. İşte yaşadığımız süreçte kumpas davaları da bunun için yaratılmıştır.

Bir diğer ifadeyle, ülkemizin bölünmesine karşı dimdik ayakta duran ordumuz halen bugünler de hedefte olmaya devam etmektedir. Çünkü küresel odaklar, Türk Ordusu’nu aşamamaktan muzdariptirler. Bunun için her türlü entrikalar tezgahlanmaktadır. Diyeceksiniz ki, bedelli askerliğin bununla ilgisi nedir? İlgisi çoktur. Maalesef bu bir psikolojik harekat operasyonudur. Bu duruma siyasetin bir kesiminden tutunuz da, bir çok çevrelere kadar insanlar bilerek veya bilmeyerek alet olmaktadırlar.

Terörle mücadelenin yarattığı travma ortak bir acıdır. Eğer bu acıya tüm millet ortak edilmez ise, acılar paylaşılmaz ise ve ordu-millet bütünlüğü ile sürdürülmez ise; o zaman terörle mücadelede toplumun tüm kararlılığı ortadan kaldırılmış olur ki, bu durum işte dış odakların tam da istediğidir.

“sosyal medya ve internet üzerinden yürütülen iştahlı kampanyalar”

Bunu kimlerin istediğini çözmek ve anlamak için; sosyal medya ve internet üzerinden yürütülen iştahlı kampanyaları yakından takip etmek bile yeterli olacaktır. Bu internet sitelerinin bazılarında; bir taraftan bedelli askerliği topluma ve devletin karar kademelerine empoze etmeye çalışırlarken. aynı zamanda misyonerlik faaliyeti yürüttüklerini de açıkça göreceksiniz. Bu iki faaliyeti yan yana getirerek, arka plana dönük niyetlerini ortaya çıkarmak için şapkalarımızı önümüze koymak ve düşünmek yetecektir.

‘Parası olan terörle mücadeleden bedelli fırsatından yararlanarak kurtulsun; parası olmayan gariban insanımız da canını ortaya koyarak vatan topraklarını savunmaya devam etsin’ anlayışı toplumumuzu zedeler ve yaralar. Nitekim Başbakan Yıldırım tarafından; “…gündemde bedelliyle ilgili bir konu yok, çünkü şu anda terörle amansız mücadele içerisindeyiz…” demek suretiyle konunun hasasiyeti bir nevi ortaya konulmuştur.

“kampanyaları ise gizli planının bir parçasıdır”

Bütün insanlarımız bedelli askerlik meselesine iyi niyetle yaklaşmaktadırlar. Ancak, perde gerisinde bundan beklenen hasılanın bir beşinci kol faaliyeti olduğunu anlatmak çok zordur. Toplumumuz için bedelli meselesi bir iyi niyet kavramı iken, dış odakların empozesi ve kampanyaları ise gizli planının bir parçasıdır. Bu bir komplo teorisi veya paranoyak bir durum değildir. Biraz üzerinde düşünüldüğünde ve bunun zamanlaması ile kampanyayı yürütenler derinlemesine incelendiğinde gerçek durum rahatlıkla anlaşılacaktır.

Şu durum da iyi bilinmelidir ki, buradan elde edilecek gelir ülkemiz bütçesi içerisinde nokta kadar bir gelirdir. Devlet, sözü edilen ihtiyaç yerlerine başka kaynaklardan yararlanarak gelir kaynağı bulur ve gereğini yapar; milli bağları zayıflatan, toplumda hoşnutsuzluk yaratan bir uygulamadan elde edilecek gelir ise eksik olsun; onun yaratacağı fayda kaybedilenden çok daha iyi olmayacaktır.

Eğer terörle mücadele, yakın gelecekte tamamen profesyonel ordu adı altında mecburi askerliği ortadan kaldırıp… Sadece belirli bir profesyonel grubun eline teslim edildiği takdirde, inanınız ki bu mücadelenin kaybedildiği gün olacaktır. Çünkü, istesek de istemesek de terörle mücadele bir anda milletin sorunu olmaktan çıkacak ve ilgi alanı kaybedilmiş olacaktır. Ülkemizin mücadeleye otuz yıldan beri dayanmasının altında, tüm milletin desteğinden ve mücadeleye ortak olunmasından kaynaklanmaktadır. Bu manevi bağları bilen dış odaklar, bu bağın kopmasını istemektedirler. İşte buna dikkat etmek ve değerlerimize sahip çıkmak her insanımızın ortak ödevi olmalıdır.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu