Prostat kanserinden korunmak için 6 öneri
Prostat kanserinden korunmak için 6 öneri … Beslenme ve yaşam tarzında küçük değişiklikler yaparak önlem alınabilir. Üroloji ve Üroonkoloji Uzmanı Prof. Dr. Can Öbek, prostat kanserine karşı koruyucu etkisi olan bu değişiklikleri sıraladı. detaylar haberimizde…
Prostat kanserinden korunmak için 6 öneri
“Hastalığın erken teşhis edilmesiyle son derece etkili sonuçlara ulaşılsa da amaç; prostat kanseri gelişimini önlemek”
Dünyada yaklaşık her 4 dakikada bir, bir erkeğe prostat kanseri tanısı konuyor. Hastalığın erken teşhis edilmesiyle son derece etkili sonuçlara ulaşılsa da amaç; prostat kanseri gelişimini önlemek… Bu doğrultuda da çalışmalar devam etmekle birlikte prostat kanserinde yaş, ırk, genetik özellikler gibi risk faktörlerini değiştirmek mümkün olamıyor. Acıbadem Taksim Hastanesi Üroloji ve Üroonkoloji Uzmanı Prof. Dr. Can Öbek ancak, beslenme ve bazı yaşam tarzı değişiklikleriyle prostat kanseri gelişim ve ilerleme riskini azaltmanın mümkün olabildiğine işaret ediyor.
“Hastalığı erken tespit edilen erkeklerin büyük çoğunluğu, herhangi bir semptom yaşamadan tedavi edilebiliyor”
Yaşla birlikte artış kaydeden prostat kanseri hala erkeklerde en yaygın görülen kanserlerin başında yer alıyor. Hastalığın gelişme riski yaşlandıkça artıyor ve 65 yaş üste her 10 erkekten 6’sı prostat kanseri tanısı alıyor. Yaygınlığı bu denli yüksek olmasına karşın erken tanıyla çok iyi sonuçlara ulaşılabilmesi prostat kanserinin yüz güldürücü noktasını oluşturuyor. Hastalığı erken tespit edilen erkeklerin büyük çoğunluğu, herhangi bir semptom yaşamadan tedavi edilebiliyor. Bu nedenle prostat kanseriyle ilgili doğru bilgilere sahip olmak hem hastalığın önlenebilmesinde, hem de erken tanısında son derece önem taşıyor. Acıbadem Taksim Hastanesi Üroloji ve Üroonkoloji Uzmanı Prof. Dr. Can Öbek, bu doğrultuda tüm dünyada Eylül ayının “Prostat Kanseri Farkındalık Ayı” olarak kabul edildiğini ve çeşitli bilinçlendirme çalışmalarının yapıldığını belirtiyor. Konuyla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Can Öbek, prostat kanseri riskini azalttığı kanıtlanmış olan yaşam tarzı önerilerini ise şöyle sıralıyor.
Fazla kilonun etkisi var mı?
Fazla kilolu ya da obez genç erkekler yaşam tarzlarını değiştirip kilo vererek hastalığın gelişmesinin önüne geçebiliyor. Bununla birlikte kanser tanısı konmuş dehi olsa, kilo vermek hastalığın gelişme hızını yavaşlattığı gibi metastaz riskini de düşürebiliyor. Dolayısıyla genç yaştan itibaren fazla kilonuz varsa gerekirse bir uzmandan destek alarak bunlardan kurtulun. Harekete geçmek hiçbir zaman geç olmadığını bilin.
1- Sebze ve meyveden destek alın
Sağlıksız beslenme ve şişmanlık, saldırgan prostat kanseri için risk faktörleri arasında gösteriliyor. Ayrıca antioksidan özellikleri de bulunan sebze ve meyveleri tüketmek prostat kanseri riskini düşürmeye de yardımcı oluyor. Gün içinde her öğünde sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek, prostat kanserine karşı sizi koruyabileceği gibi daha az kalori alarak kilo kontrolünüze de yardımcı olacak. Bununla birlikte beslenmenizde, şeker ve beyaz un içeriği yüksek olan şerbetli tatlılar gibi rafine karbonhidratlardan da uzak durmaya çalışın.
2- Doymuş yağ prostat sağlığı için tehlikeli
Hayvansal yağların fazla tüketimi ve prostat kanseri risk artışı arasındaki ilişkinin çalışmalarla gösterildiğini belirten Prof. Dr. Can Öbek, “Genel olarak prostat sağlığı için doymuş yağların az tüketilmesi gerekiyor. Bu nedenle, içeriğindeki doymuş yağ oranı yüksek, tam yağlı sütten elde edilmiş ürünler, yağlı koyun ve dana eti, tavuk ve hindi derisi gibi hayvansal gıdaları mümkün olduğunca az kullanın. Yemeklerinizde, hayvansal değil, bitkisel yağları tercih edin” diyor.
3- Balık yemeyi unutmayın
Birçok çalışma, omega 3 yağ asitleri açısından zengin olan balığın prostat kanserinden de korunmaya yardımcı olduğunu gösteriyor. Bu nedenle sofralarınızda balığa daha fazla yer verin. Balık sağlıklı beslenme ve kilo kontrolünde de size destek sağlayacaktır.
4- Kendinize uygun bir egzersiz bulun
Çalışmalar, düzenli egzersiz yapan erkeklerde prostat kanseri riskinin daha düşük olduğunu gösteriyor. Egzersizin prostat kanseri için koruyucu etkisinin yanısıra, tanı alan erkekler için hastalığın seyrinde de son derece önem taşıyor. Tedavi süreci ve sonrasında egzersiz yapmak, hem tedavi etkinliğini arttırıyor, hem de kullanılabilecek ilaçların olası yan etkilerine karşı vücudu koruyor. Prof. Dr. Can Öbek, bu nedenle genç yaşlardan itibaren erkeklerin sporu bir yaşam şekli haline getirmeleri gerektiğini söylüyor. Prof. Dr. Can Öbek, “Sağlıklı cinsel yaşam, prostat ve kalp-damar sistem sağlığı için düzenli egzersiz her erkeğin hayatının parçası olmalı. Yürüme, koşu, yüzme ya da bisiklet. Kendi sağlığınız için uygun, eğlenceli bir spor aktivitesi bulun ve düzenli yapmaya gayret edin. Hatta arkadaşlarınızı da buna teşvik edin” diyor.
5- Sigara ölüm riskini artırıyor
Sigara ve prostat kanseri arasında yakın bir ilişki olduğu biliniyor ve bu konuyla ilgili araştırmalar yoğun şekilde devam ediyor. Sigaranın prostat kanseri riskini artırdığı biliniyor. Ancak bilinen bir diğer kesin bir ise, sigara prostat kanseri tanısı alan erkeklerde hem hastalığın seyrini hızlandırıyor, hem de ölüm riskini artıyor. Sigarayı bırakanlarda ise bu riskler azalıyor. Dolayısıyla hem prostat kanserinden korunmak isteyen hem re prostat kanseri teşhisi konan erkeklerin mutlaka sigarayı bırakmaları gerekiyor.
6- Kontrole gitmekten çekinmeyin
Prostat kanseri, erken dönemde hiç şikayet vermeyen hatta, en az belirtiye neden olan kanser türlerinden biri. Öyle ki, bezen hastada hiçbir şikayet olmadan ileri evrelere kadar gelişebiliyor. Bu nedenle beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri kanser oluşum süreçlerinde riskleri azaltsa da belli yaşlardan sonra gerekli kontrollerin aksatılmaması son derece önem taşıyor. Üroloji ve Üroonkoloji Uzmanı Prof. Dr. Can Öbek, “Prostat kanserinin her evresinde etkili tedavinin mümkün olduğunu ve özellikle hastalığın prostat dışına çıkmadığı evrede tam şifa sağlanabildiğini unutmayın. Erken tanı için, ilk PSA testinizi 40 yaşında yaptırın ve özellikle 50 yaşından sonra prostat muayenesini için mutlaka belli aralıklarla doktorunuza başvurun” diyor.