Raporlar

Kılıçdaroğlu’dan ‘Alçakgönüllü bir uygarlığın inşası’-2-

Kılıçdaroğlu’dan ‘Alçakgönüllü bir uygarlığın inşası’-2- … “Sürecin, neo-liberal politikaları da kaçınılmaz olarak sona erdireceği vurgulanıyor ve Karl Marx’a da sıkça yapılan atıflarla insanlığın yeni bir çağın eşiğinde olduğu iddia ediliyor…” detaylar haberimizde…

Kılıçdaroğlu’dan ‘Alçakgönüllü bir uygarlığın inşası’-2-

I. “Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına hazırlık”

TBMM’nin açılışının 100. yılını kutlamaya hazırlandığımız bugünlerde bambaşka bir “Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı” tartışması yaşıyoruz. Bu tartışmanın merkezinde bir “virüs” yer alıyor: Koronavirüs. Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve neredeyse dünyanın tümüne yayılan koronavirüsün neden olduğu Kovid-19 ezberlerimizi bozuyor.

Uzun süredir şahit olmadığımız düzeyde bir disiplinler arası işbirliğiyle virüse karşı dünya ölçeğinde mücadele yürütülüyor. Biyologlar, kimyacılar, fizikçiler, matematikçiler, eczacılar, mühendisler, yazılımcılar, tıp insanları, Kovid-19 salgınına karşı birlikte hareket ediyor. Tıp insanları bir yandan da kendi yaşamlarını ve ailelerini riske atmaktan çekinmeksizin hastalığa maruz kalmış milyonları hayatta tutmanın uğraşı içinde.

Sosyal bilimciler de tıp ve fen bilimleri ağırlıklı çalışmalarla doğrudan ilişkili olacak şekilde, dünyanın içinde bulunduğu durumu tanımlamaya çalışıyor ve pandemi sonrasına ilişkin tahminlerde bulunuyor.

Örneğin kimi sosyal bilimciler, 1700’lü yılların ikinci yarısında başlayan Sanayi Devrimi ile bu sürecin bir parçası kabul edilen 1789 Fransız Devrimi’nin sonuçlarıyla birlikte kurumsallaşan kapitalizmin “olası” ölümünden bahsediyor. Sürecin, neo-liberal politikaları da kaçınılmaz olarak sona erdireceği vurgulanıyor ve Karl Marx’a da sıkça yapılan atıflarla insanlığın yeni bir çağın eşiğinde olduğu iddia ediliyor.

Bu atıfların bana anımsattığı da Karl Marx’ın, “Filozoflar dünyayı çeşitli biçimlerde yalnızca yorumladılar, oysa önemli olan onu değiştirmektir” sözü. Marx, şüphesiz fikirleriyle dünyayı değiştirebileceğini düşünen bir filozoftu ve elbette bunun olumlu bir değişim olacağına inanıyordu. (Ayrıca teorisinin, sosyal bilimlerin temel teorileri arasında yer aldığı da unutulmamalıdır.) Dolayısıyla günümüz filozof ve sosyal bilimcilerinin Kovid-19 salgınıyla birlikte dünyada yaşanacak değişimlere, bir “değiştiren” olarak etkilerinin olup olmayacağını hep beraber göreceğiz.

Geleceğin inşası

Ancak değişimin yönünün/içeriğinin belirlenmesi, tanımının yapılması sürecinde siyaset kurumuna da önemli görevler düşüyor. Benim inancım, siyaset kurumunun “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaksa gelecek nasıl olacak” sorusuna doğru yanıtları vermekle yükümlü olduğudur. Özellikle de ülkemiz için…

Çünkü TBMM’nin açılışının 100. yılında, (Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılına da üç yıl kaldı) dünya büyük bir değişimin eşiğinde. Biz de bu değişim sürecinde yapacağımız tercihle Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına yön vereceğiz. Bu yazı da Cumhuriyetimizin yaklaşık 100 yıllık geçmişinin verdiği ilhamla, bizi ikinci yüzyıla taşıyacak doğruları ortaya koymayı amaçlıyor.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu