Raporlar

Gergerlioğlu: “KHK’lılar Meclise giremez demek Nazi uygulamasıdır”

TBMM Başkanlık Divanının 8 Ekim 2020 tarihindeki toplantısında aldığı karara göre: “1 Ocak 2015 tarihinden itibaren çeşitli nedenlerle Meclis’ten ihraç edilmiş olan çalışanlar Meclis’e giremeyecektir.”

Gergerlioğlu: “KHK’lılar Meclise giremez demek Nazi uygulamasıdır” … Gergerlioğlu; “Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkına yönelik müdahalelerde incelemenin üçüncü basamağı, kanuna dayanan ve meşru amaç taşıyan bir müdahalenin ölçülü olup olmadığının değerlendirilmesidir” dedi. detaylar haberimizde…

Gergerlioğlu: “KHK’lılar Meclise giremez demek Nazi uygulamasıdır”

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu TBMM’ye KHKlıların alınmaması ile ilgili TBMM Başkanlık Divanı kararı ile ilgili Meclis Başkanı Mustafa Şentop’a soru önergesi vermiştir. Aynı zamanda iki üyesi (Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Gülüstan Kılıç Koçyiğit) KHK’lı olan TBMM İnsan Hakları Komisyonunu da Hakan Çavuşoğlu’na dilekçe yazarak sorunun çözümü için acil toplantıya çağırmıştır.,

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Aşağıdaki sorularımın TBMM Başkanı Sayın Mustafa Şentop tarafından Anayasanın 98’ inci ve TBMM İçtüzüğünün 96’ ncı ve 99’ uncu maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

TBMM Başkanlık Divanının 8 Ekim 2020 tarihindeki toplantısında aldığı karara göre: “1 Ocak 2015 tarihinden itibaren çeşitli nedenlerle Meclis’ten ihraç edilmiş olan çalışanlar Meclis’e giremeyecektir.”

Türkiye her gün Meclis’ten KHKlıların yaşadığı mağduriyetlerin giderileceği haberini beklerken bu uygulama insanlarda ikinci bir yıkıma sebep olmuştur. Kararda Meclis’ten ihraç edilenlerin kapsama alınması yeterince korkunç iken muğlak ifadelerin varlığı kamudan ihraç edilen herkesin Meclis’e girişini engellemeye de açıktır.

Temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasında 3 temel vardır. Kanunilik, amaca uygunluk ve ölçülülüktür.

Bir kişiyi temel hak ve hürriyetlerinden yoksun bırakmanın ilk şartı, müdahalenin kanuni olmasıdır. Nitekim Sözleşme’nin md. 5/1 hükmünde “kanunun öngördüğü usule” atıf yapılmıştır. Anayasa’da da 13’ncü madde bunu gerektirir.

Anayasa’nın 13’üncü maddesine göre temel hak ve hürriyetler (…) yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak (…) sınırlanabilir. Temel haklara yönelik müdahalelerde “nedensellik ilkesi” denilen bu ilke uyarınca ilgili maddede belirtilmeyen bir sebeple temel hakka müdahale edilmesi mümkün değildir.

Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkına yönelik müdahalelerde incelemenin üçüncü basamağı, kanuna dayanan ve meşru amaç taşıyan bir müdahalenin ölçülü olup olmadığının değerlendirilmesidir.

Bu değerlendirmeler ışığında baktığımızda KHKlıların meclise girişini engelleyen kanun yoktur. Olsa da sırf bu yüzden engel Anayasaya aykırı olacaktı. Anayasa ve Kanunlar bir tarafta dururken bugün oy çokluğuna güvenilerek hazırlandığı izlenimi veren bu yönetmelikle ülkenin yurttaşları ismini kendilerinden alan mekâna girmeleri engellenmektedir. Bu yönetmelik çoğunluğu beraat ve takipsizlik almış KHKlıların Meclise sokmayacağını belirtiyor. Bu durum amaca uygunluk üzerinden değerlendirilince anlamlı durmamaktadır. Son olarak da “Milletin iradesinin tecelligahı” diyerek sürekli söylem geliştiren iktidar hangi ölçülülük kaidesi çerçevesinde Milleti Meclis’e almayacağını belirtmektedir?

Elbette ki Meclis’te güvenlik sağlanmalıdır ancak halen ne ile suçlandığını bilmeyen insanlar, hatta daha OHAL Komisyonundan karar alamamış yargılanabilecek mahkeme bile görememiş insanlar, kanun olmadan mahkeme olmadan açıkça cezalandırılmaktadır. Bugün 10 KHKlı vekil Mecliste oda sahibiyken aynı durumda olan KHKlılar o odaya girememesinin akılla izahı bulunmamaktadır. Bu olsa olsa Nazi uygulamasıdır!

KHKlıların beklentisi TBMM Başkanlık divanının tekrar toplanması ve bu vahim kararı iptal ederek kanayan yara OHAL KHK mağduriyetlerine odaklanmasıdır.

Bu bağlamda;

1. TBMM’ye Meclis’ten ihraç edilmiş KHKlıların alınmama gerekçesi nedir? Böyle bir karar alınmasında talep kimden gelmiştir? Bu uygulama ile TBMM Başkanlık Divanı hangi sonuca ulaşmak istemektedir?
2. Anayasa Madde 13’e göre: “Hak ve özgürlük sınırlamaları, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.”. Bu yönetmelik Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzenine ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine uygun mudur?
3. KHKlıların Meclis’e girişini engelleyen bir kanun yokken böyle yönetmelik çıkarılması hukuka uygun mudur?
4. KHKlıların meclise girememesi hangi amaca uygundur?
5. Anayasa Madde 80’de biz milletvekilleri için “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün Milleti temsil ederler.” ifadesi yer alır. Bu yönetmelikten sonra TBMM, Milletin parçası olan KHKlıları artık temsil etmeyecek midir?
6. KHKlılar yaşadıkları sorunu anlatmak bir çözüm bulmak için Meclis’e gelemeyeceklerse nereye gidecekler? Bu yönetmelik Anayasa Madde 7’ye aykırı değil midir?
7. Derdini anlatmak için Meclis’e bile giremeyecek KHKlıların bundan sonra ne yapması gerektiğiyle ilgili TBMM Başkanlık Divanının somut bir önerisi var mıdır?

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu