Gergerlioğlu: “Siz racon kesen Alaattin Çakıcı’ya destek veren iktidarsınız”
Gergerlioğlu; "Burada Sayın Fuat Oktay'ı dinledik daha doğrusu "Fuat Oktay masalları" dinledik, bize çok güllük gülistanlık bir Türkiye çizmeye çalıştı. Ben size Türkiye'nin gerçek yüzünü anlatmaya çalışacağım"
Gergerlioğlu: “Siz racon kesen Alaattin Çakıcı’ya destek veren iktidarsınız” … “Birisi Türk Muhammet Ali Taş, öbürü Kürt Özcan Erbaş. Biz bu çocukların kavga etmemesini, barışmasını istiyoruz ama Ak Parti-MHP Cumhur İttifakı yüzünden Türk’ün de Kürt’ün de kanı akıyor…” detaylar haberimizde…
Gergerlioğlu: “Siz racon kesen Alaattin Çakıcı’ya destek veren iktidarsınız”
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu TBMM Genel Kurulunda hak İhlallerini Anlatmıştır!
Dr. Gergerlioğlu: “Siz racon kesen Alaattin Çakıcı’ya destek veren, kurucunuz İhsan Arslan’ı “hukuk reformu” dediği için disiplin kuruluna sevk eden bir iktidarsınız!”
ZULMEN TUTUKLU PARTİLİ ARKADAŞLARIMI SEVGİYLE SELAMLIYORUM!
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle zulmen tutuldukları cezaevlerinden bizleri izlemekte olan, başta eski Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ olmak üzere, tüm eski vekillerimizi ve binlerce üyemizi buradan sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
“FUAT OKTAY MASALLARI DİNLİYORUZ”
Değerli arkadaşlar, bugün burada sahilleri otellerle doldurup insanları sahillerden men eden bir bakanlığın bütçesi üzerinde konuşmayacağım, başka meseleler üzerinde konuşacağım. Burada Sayın Fuat Oktay’ı dinledik daha doğrusu “Fuat Oktay masalları” dinledik, bize çok güllük gülistanlık bir Türkiye çizmeye çalıştı. Ben size Türkiye’nin gerçek yüzünü anlatmaya çalışacağım.
MUHAMMED ALİ TAŞ, KAYSERİLİ FAKİR BİR AİLENİN ÇOCUĞU, BABASI KAYSERİ BELEDİYESİNDE TEMİZLİK İŞÇİSİ
Değerli arkadaşlar, cezaevleri demiştik, arkadaşlarımız, en çok HDP’liler cezaevinde, Kürtler cezaevinde, o hâlde cezaevlerinden başlayalım. Bakın, daha dün oldu, size bir olay anlatacağım. Ben cezaevindeki ihlalleri yakından takip ediyorum. Harbiyeli öğrenciler… Muhammed Ali Taş, Kayserili fakir bir ailenin çocuğu, babası Kayseri Belediyesinde temizlik işçisi. 19 yaşında, “Darbe yaptın.” denilerek tek kurşun bile sıkmadığı hâlde beş yıldır cezaevinde; müebbet hapse mahkûm edildi, Yargıtay’ı bekliyorlar. Çocuğun ve onun gibi yüzlerce delikanlının hayatını kararttılar.
HARBİYELİ MUHAMMED ALİ TAŞ’I ÖYLESİNE DÖVDÜLER Kİ BAYILINCAYA KADAR DÖVDÜLER, YETMEDİ, SÜRÜKLEYEREK SÜNGERLİ ODAYA ATTILAR, PİSLİK İÇİNDE BİR ODAYDI
Bu yetmedi; dün ne oldu, biliyor musunuz? Cezaevinde -hani, Sayın Fuat Oktay’ın, masallarında anlattığı şu güllük gülistanlık Türkiye’deki cezaevlerinde- Başmemur Ramazan Kuyucu ve 4 infaz koruma memuru bu öğrenciyi bir kenara çekti, kameraların olmadığı bir yere çekti; öylesine dövdüler ki bayılıncaya kadar dövdüler, yetmedi, sürükleyerek süngerli odaya attılar, pislik içinde bir odaydı; yetmedi, başını, boynunu yere eğerek oradan çıkarıp başka bir bölüme attılar. Doktora götürdüler; oldukça perişan durumdaydı ama doktor raporunu da alamadı bu delikanlı. Avukatı ziyaret ettiğinde sol gözünün altından sol kulağına kadar uzanan morluklar ve kollarında işkence izleri vardı. Bu çocuk 24 yaşına geldi ve hâlâ zindanlarda. Bu güllük gülistanlık Türkiye’de bu çocuklara zulmediliyor.
“AK PARTİ-MHP CUMHUR İTTİFAKI YÜZÜNDEN TÜRK’ÜN DE KÜRT’ÜN DE KANI AKIYOR”
Bir başka delikanlı -geçen hafta da söylemiştim- Hakkâri Derecik’ten, Özcan Erbaş. O da genç bir çocuk ve onu da güvenlik güçleri katletti. Ciddi hiçbir açıklama yapılmıyor ve olayın üstü örtülecek; çok iyi biliyoruz bu tür cinayetlerde yapılanları. Ben şunu söylemek isterim: Bakın, bu çocuklar bizim çocuklarımız. Birisi Türk Muhammet Ali Taş, öbürü Kürt Özcan Erbaş. Biz bu çocukların kavga etmemesini, barışmasını istiyoruz ama Ak Parti-MHP Cumhur İttifakı yüzünden Türk’ün de Kürt’ün de kanı akıyor. Biz bunun için uğraşıyoruz: Türk ve Kürt gençleri zulme uğramasın; birisi müebbet hapse mahkûm edilmesin, öbürü de katledilmesin diye uğraşıyoruz.
HASTANEDEKİ VAKAYI AÇIKLADIKTAN SONRA BANA FEZLEKE GELDİ, ARDINDAN APAR TOPAR, ADALET BAKANLIĞI TELAŞA KAPILDI, HASTAYI -TUTUKLU HASTAYDI- TAHLİYE ETTİ
Bakın, skandallar bitmiyor. Bu sene en çok neyi konuştuk? Covid’i konuştuk. Ben bir doktorum, çok yakından takip ettim. En baştan beri hastanelerdeki vakaları kamuoyuna açıkladığı için 2 defa fezleke gelen bir milletvekiliyim arkadaşlar. Ne oldu biliyor musunuz? Hastanedeki vakayı açıkladıktan sonra bana fezleke geldi, ardından apar topar, Adalet Bakanlığı telaşa kapıldı, hastayı -tutuklu hastaydı- tahliye etti ve beş gün sonra da Covid tedavisi altında hasta vefat etti. Bakın, hâlleri bu ve sonra işte, bu ilk önce bize yapılan daha sonra millete yapılan bu zulmün ne olduğu ortaya çıktı, yalan attıkları ortaya çıktı, fazladan hasta ve ölüm sayısına yol açtıkları ortaya çıktı ve diğer vatandaşları riske attıkları ortaya çıktı. Fuat Oktay masalları devam ediyor arkadaşlar.
CUMHUR İTTİFAKI 50 MİLYAR DOLAR İÇİN EN BAŞTA KENDİ IRKDAŞLARINI SATIYORLAR İÇİN EN BAŞTA KENDİ IRKDAŞLARINI SATIYORLAR!
Bakın, dış Türkleri konuşuyoruz değil mi? Ben burada yıllardır bu konuları anlatırım. Güya, Uygur Türklerine duyarlı bir iktidar olduğunu söyler ama en başta Uygur Türklerini satar. Birleşmiş Milletlerde 39 ülke, Çin’in yaptığı uygulamaları eleştirdiği ve imza attığı hâlde Türkiye burada yok. Neden? Çin’le çok güzel ticari ilişkileri var, çok duygusal ilişkileri var, 50 milyar dolarlık ticaret hacimleri var ve seslerini çıkaramıyorlar; en başta kendi ırkdaşlarını satıyorlar. Biz, Uygur Türklerine de sahip çıkıyoruz, Kürtlere de sahip çıkıyoruz, Araplara da sahip çıkıyoruz, Sünnilere de, Alevilere de sahip çıkıyoruz. Biz insana sahip çıkıyoruz, ırkçılık yapmıyoruz, bunu en başta söyleyelim.
MART AYINDA ON BİNLERCE MÜLTECİ İSTİSMARA UĞRADI VE PAZARKULE KAPISINDA PAZARLANDILAR. AB’YLE PAZARLIĞA OTURDU TÜRKİYE…
Bakın, şu Suriyeli Muhammed, bunlar ne oldu biliyor musunuz? Ben, Göç ve Uyum Komisyonu üyesiyim. Mart ayında on binlerce mülteci istismara uğradı ve Pazarkule kapısında pazarlandılar. AB’yle pazarlığa oturdu Türkiye ve bu insanlardan en az ikisi öldü, yüzlerce kişi yaralandı ve binlercesi perişan oldu. Bu kişiler aylarca orada kaldı. Biz heyet olarak oraya gittiğimizde, gözümüzün önünde kanlar içinde yere yıkılıyorlardı, biz gördük bunları, bana kimse hiçbir şey anlatmasın. Bakın, Afgan Salim, bütün bunları anlatmış. Kendilerinin orada ne kadar perişan edildiğini ve daha sonra Ankara’ya, İstanbul’a dönmek zorunda kaldıklarını, işsiz güçsüz kaldıklarını, perişan edildiklerini anlatmışlar. Hepsini ayrıntılı isterseniz size anlatabilirim arkadaşlar.
“KHK’yle ihraç edilenlerin yakınlarına da yardım edilmeyecektir”
Bir de yaptığınız Cumhur İttifakı’nın KHK zulmü devam ediyor. Bakın, burada size çok önemli belgeler göstereceğim. Sayın Fuat Oktay Cumhurbaşkanlığı makamından gelip bize burada masallar anlattı. Bakın, bu bir CİMER cevabıdır, CİMER cevabı, görüyor musunuz? Bu cevapta ne diyor, biliyor musunuz? KHK’li bir kişi; bu kişinin çok ileri düzeyde engelli bir çocuğu var ve engelli aylığı da bakım aylığı da alamıyor. CİMER’e başvurmuş -belgesi burada- kendisine gelen cevapta diyor ki: “KHK’yle ihraç edilenlerin yakınlarına da yardım edilmeyecektir.” Aha, işte belgesi! Yazıklar olsun size ya, yazıklar olsun! İşte, ayrı bir belge, bu da CİMER belgesi. İşte, hastanın adı da burada, raporu da burada. Utanç vericidir!
“İnsanları vatandaşlıktan çıkardınız, insanları vatansız ettiniz”
İnsanları, var ya, insanları vatandaşlıktan çıkardınız, insanları vatansız ettiniz, Anayasa’yı çiğnediniz, vatandaşlıktan attınız, yetmedi, pasaportlarını iptal ettiniz ve dediniz ki: “Seni vatandaşlıktan atmak istiyorum ama seni burada süründürerek öldürmek istiyorum. Bakın, size başka örnekler de vereceğim. Suçlarınız ortaya çıkınca nasıl da bağırıyorsunuz, değil mi? Çünkü suçlarınız ortaya çıkıyor.
“Seni memurluktan attım; seni yaşamdan da vatandaşlıktan da atmak istiyorum” diyor”
Bakın, bu bir TÜBİTAK belgesi; skandal belgeler. TÜBİTAK’ta burs başvurusunda diyor ki: “KHK’yle ihraç edilmiş olmayacaksın.” Yani “Seni memurluktan attım; seni yaşamdan da vatandaşlıktan da atmak istiyorum.” diyor. Daha sonra birisi böyle burs almış, faiziyle geri istiyor TÜBİTAK; utanç vericidir! Hangi devlet kurumu burada durup da milletin yüzüne bakabilir ya? Ayıptır, yazıktır, utanın!
“Devlet kurumlarının paçalarından pislik aktığını söylüyor Sayıştay, apaçık ortada”
Başka bir belge daha, bakın, RTÜK belgesi bu da. RTÜK -ne yazmış, medyaya yazmış, medya da burada bizi izliyor, millet de izliyor- diyor ki: “Sayıştay raporlarını kullanarak devlet kurumlarını yıpratmaya yönelik habercilik anlayışından vazgeçin.” Burada biraz evvel Tiryaki Vekilimiz ne anlattı? Devlet kurumlarının paçalarından pislik aktığını söylüyor Sayıştay, apaçık ortada.
“Kursa gelemezsin.” Niye? “Sen KHK’yle ihraç edildin kardeşim. Senin hayatta yerin yok” deniyor”
Bakın, bir başka örnek daha: Dersimli KESK mensubu bir öğretmenimiz, arkadaşımız ihraç edildikten sonra seracılık kursuna başvurmak istiyor, seracılık kursuna ya! İŞKUR’a ilk gün gidiyor, ertesi gün kendisine mesaj geliyor: “Kursa gelemezsin.” Niye? “Sen KHK’yle ihraç edildin kardeşim. Senin hayatta yerin yok.” deniyor. Bakın, bunların da belgesi hep burada.
Böyle mi hukuk reformu yapacaksınız? Böyle mi yargı reformu yapacaksınız?
Siz, böyle mi hukuk reformu yapacaksınız? Böyle mi yargı reformu yapacaksınız? Ben size sorarım. Bakın, Türkiye’nin gerçek yüzünü söylüyorum. Kim bu? Diyarbakır’da -herkes tanıyor artık- evine köpeklerle girilen Rojbin Çetin. Burada mı hukuk var? İşte, bakın, burada ters kelepçelenmiş bir kadın var.
Cezaevlerinin, gözaltı merkezlerinin kötü muamele ve işkenceyle dolu olduğunu belirten CPT raporları vardı
CPT raporlarını çok iyi takip eden bir insan hakları savunucusuyum. Yıllarca CPT raporlarının açıklanmaması için uğraş verdi Türkiye. 2020 Ağustos’ta 2017 ve 2019 CPT raporları ancak açıklandı. Raporlar Türkiye’nin tüm engellemelerine rağmen rezalet durumdaydı. Gözaltı merkezlerinde pencerenin olmaması, hava alacak yerin olmaması… Cezaevlerinin, gözaltı merkezlerinin kötü muamele ve işkenceyle dolu olduğunu belirten CPT raporları vardı; bunlar apaçık ortada. Hangi reformdan bahsediyorsunuz, hangi hukuktan bahsediyorsunuz?
Siz racon kesen Alaattin Çakıcı’ya destek veren, kurucunuz İhsan Arslan’ı “hukuk reformu” dediği için disiplin kuruluna sevk eden bir iktidarsınız!
Bir de millete tam bir ayar vermeye çalışan, racon kesen Alaattin Çakıcı’ya destek veren, destekleyen bir iktidarsınız. Ne konuşuyorsunuz? Siz, eski vekiliniz İhsan Arslan’ı “hukuk reformu” dediği için disiplin kuruluna sevk eden bir iktidarsınız. Neden bahsediyorsunuz?