Uludağ Üniversitesi bilimsel düzeyi itibariyle istenilen noktada değil
Uludağ Üniversitesi bilimsel düzeyi itibariyle istenilen noktada değil … Kılavuz; “Dünya üniversiteler sıralamasını yapan çeşitli ölçüm kuruluşlarından birisine göre bin 226, diğerine göre bin 100. sırada olmak, kabul edilebilir değildir” dedi. detaylar haberimizde…
Uludağ Üniversitesi bilimsel düzeyi itibariyle istenilen noktada değil
Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, kampüste inşası devam eden caminin yapımında devletin bir kuruş katkısı olmadığını vurgulayarak, “Üniversite bütçesinden bir kuruş harcanmış değildir, ispat eden varsa bugün itibariyle burada istifaya hazırım” dedi.
Kılavuz, BUÜ Görükle Yerleşkesi Çamlık Yemekhanesinde basın mensuplarıyla bir araya geldiği toplantıda yaptığı konuşmada, göreve geleli dört ay üç hafta olduğunu, ortak akılla hareket ederek problemleri çözmeye çalıştıklarını söyledi.
Bursa’nın akciğerleri niteliğinde yeşil bir kampüse sahip olduklarını belirten Kılavuz, “Eğer böyle bir yeşil alanımız olmasa Bursa, artık ‘yeşil Bursa’ değil. Çukurova’dan sonra 15 bin 500 dönümlük Türkiye’nin ikinci büyük kampüsü ve arazisine sahibiz” diye konuştu.
“Ülkemizde 26. sıradayız”
Bursa’nın nüfus, ekonomi hayata ve ihracata katkı, katma değer üretimi konularında Türkiye’deki iller arasında ilk sıralarda yer aldığını fakat üniversiteler sıralamasında BUÜ’nün 26. sırada olduğunu aktaran Kılavuz, “Bursa Uludağ Üniversitesi, bilimsel düzeyi itibariyle arzuladığımız noktada değil. Dünya üniversiteler sıralamasını yapan çeşitli ölçüm kuruluşlarından birisine göre bin 226, diğerine göre bin 100. sırada olmak, kabul edilebilir değildir. Bunu daha ileri noktaya götürmek durumundayız” ifadelerini kullandı.
Kılavuz, üniversitenin Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) tarafından belirlenen 16 “araştırma üniversiteleri adayı” arasında yer aldığını dile getirerek, şunları kaydetti:
“Araştırma üniversitesi olunca maddi imkanlar, kadro imkanları artıyor. Araştırma üniversitelerinde anabilim dalı sayısının dört katı öğretim üyesi istihdam edilebiliyor. Bu potansiyelimiz var. Bu 16 aday üniversitenin her biri Türkiye’nin kaliteli, önde gelen, marka olmuş üniversiteleri. Biz, bu üniversitelerle yarışmaya talibiz. Yılmadan, usanmadan, azimle, bu çalışmayı yapacak arkadaşlara bir huzur ortamı da sağlayıp fırsat ve imkan temin ederek gayret edeceğiz.”
Üniversitenin daha çok üreten bir kurum olacacağına dikkati çeken Kılavuz, “Biz 1,2 megavatlık bir güneş enerjisi paneli projesi hazırladık. Bu proje, çok ciddi yankı buldu. Beş yılda, kuracağımız bu güneş panelinin amortismanını sağlıyoruz. Bu anlamda projelerle hareket etmeye gayret ediyoruz. ULUTEK, bu anlamda bize çok ciddi katkı sağlıyor ve şu anda yüzde 97 doluluk oranına sahip” dedi.
– “Cami üzerinde kamunun, devletin bir kuruş katkısı yoktur”
Kılavuz, öğrenci tercih ve yerleşme oranlarında yüzde 98,7’lik bir doluluk sağlandığını, bunda öğrenci dostu üniversite olma hedefiyle yaz okulunun hemen başlatılması, bütünleme sınavlarının temmuz başına alınması, sosyal medyanın aktif kullanımı, öğrencilerin ulaşabildiği bir yönetim olmanın etkili olduğunu anlattı.
Kampüste yeni sosyal mekanlar için planlamalar yaptıklarının altını çizen Kılavuz, “Uluslararası bir üniversiteyiz. Şu anda 126 ülkeden 6 bin 700 civarında uluslararası öğrencimiz var. Yerleştirmeler hala devam ediyor. İyi bir noktaya geldik. YÖK’ün öngörüsü yüzde 10’lar civarındaydı. Önümüzdeki sene bu hedefi tutturmuş olacağız” değerlendirmesinde bulundu.
Devam eden caminin inşasına değinen Kılavuz, şöyle konuştu:
“Hem sosyal medya hem de öğrenciler, hocalar arasında birtakım yanlış bilgiler dolaşıyor. Maalesef algı, olgunun önüne geçiyor. Cami üzerinde kamunun, devletin bir kuruş katkısı yoktur. Üniversite bütçesinden bir kuruşluk katkı yoktur. Rektör yardımcısı Adem hocam, cami derneğiyle bazen para istemek için gidiyor. Bazen ben de gidiyorum iş adamlarına ama bu, normal emeğimin dışındaki zamanlarda, Allah rızası için yaptığımız bir iş. Kamu katkısı, belediyenin belki hafriyat için katkısı olabilir. Üniversite bütçesinden bir kuruş harcanmış değildir, ispat eden varsa bugün itibariyle burada istifaya hazırım. Ben doğruluğu ve dürüstlüğüyle bilinen bir kişiyim. Kamu katkısı olmasının da hiçbir sakıncası yok. Cami, bir sosyal ihtiyaçtır. Bu sosyal ihtiyacın karşılanması, üniversitenin bir sorumluluğudur ama bilinmelidir ki bu işi tamamen cami derneği ve hayırsever iş adamları ile halk yürütüyor. Cumhurbaşkanı ile konuşmamızda bir ricada bulundum, ‘Bu böyle para toplayarak, isteyerek olmaz. Bir-iki iş adamına işaret etseniz de bu cami bir an önce bitse. Ben emekli olup gitmeden bitse onu da görmüş olsak’ dedim.”
Kılavuz, Diş Hekimliği Fakültesinin kuruluş işlemlerinin tamamlandığını vurgulayarak, “Önümüzdeki sene açıyoruz. Bu ay sonuna kadar öğretim kadrosunun ilanı çıkılacak. Biz hocaları bulduk, mülakatlarını yaptık. Çok sağlıklı bir fakülte doğuyor. Binamız oluncaya kadar Bursa Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Hastanesini afiliye olarak kullanacağız” dedi.
– “Bahar şenlikleri konusunu değerlendireceğiz”
Üniversitelerin bölünmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kılavuz, bu kadar büyük bir üniversitenin kolay yönetilebilir olmadığını belirtti.
Daha yönetilebilir bir üniversite için bölünme yerine üniversitenin anaç olarak yeni üniversiteleri doğurması gerektiğine dikkati çeken Kılavuz, şu ifadeleri kullandı:
“Sayın Cumhurbaşkanı’na Bursa’yı teşriflerinde bir fırsat buldum, on dakika üniversitenin üç temel konusunu anlattım. Bunlardan birisi kampüs arazisiyle ilgiliydi. Diğeri cami konusu ve üçüncüsü yeni üniversitelerdi. Kendisine sunduğum bilgi notunda, Bursa 4-5 devlet, 4-5 vakıf üniversitesini oluşturabilecek iktisadi, tarihi, kültürel potansiyele sahip. Bursa, iş adamları, yöneticileri, gazetecileriyle yeni üniversiteleri talep etmeli.”
Kılavuz, bir gazetecinin kaldırılan bahar şenliklerinin tekrar yapılıp yapılamayacağına dair sorusunu şöyle cevaplandırdı:
“Bahar şenlikleri, öğrencilerin ısrarla arzu ettiği konulardan biri. Önümüzdeki sene konuyu bir daha değerlendireceğiz. ‘Bahar şenliklerini tekrar başlatacağız.’ gibi bir sözüm yok. Şenlikler, daha çok öğrencinin ürettiklerini sergilediği, kültürel hayata katkıda bulunduğu şeylerdi. Ondan sonra meşhur şarkıcıların üniversitedeki etkinlikleri şekline dönüştü. Bu, başta hastanede yatan hastalar olmak üzere çok ciddi şikayetlere konu oldu. Bahar şenlikleri konusunu değerlendireceğiz. Kendi yağımızda kavrulabileceğimiz bir bahar şenliği yapma imkanı doğarsa bunu gerçekleştirmeye gayret ederiz.”
Toplantıya, rektör yardımcıları, dekanlar, fakülte yöneticisi öğretim üyeleri, daire başkanları da katıldı.