EMEP Kocaeli: “İnsanca yaşayacağımız bir asgari ücret”
Erkan; "Bu ülkenin emekçilerine bir kuru ekmeği reva görenler, emekçilerin bir kuru ekmekle doymasını bekleyenler, bu ülkede asgari ücretle çalışan 7 milyon işçiye insanca yaşayabilecekleri bir zammı da yapmayacaklardır. Onların insafa gelmesini beklemeyeceğiz"
EMEP Kocaeli: “İnsanca yaşayacağımız bir asgari ücret” … Erkan; “Patronların sözcüsüne göre; enflasyon üzerinde belirlenecek bir zam istihdam üzerinde olumsuz etkiler yaratacağı gibi kayıt dışılığı da artıracakmış” dedi. detaylar haberimizde…
EMEP Kocaeli: “İnsanca yaşayacağımız bir asgari ücret”
EMEP Kocaeli İl Örgütü, insanca yaşanacak asgari ücret için mücadele çağrısı yaptı.
Emek Partisi (EMEP) Kocaeli İl Örgütü, İzmit Belediye İşhanı önünde yaptığı eylemde insanca yaşanacak asgari ücret için mücadele çağrısı yaptı. “İnsanca bir yaşam istiyoruz”, “Vergide adalet istiyoruz” ve “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek” sloganlarının atıldığı eyleme CHP, HDP, Sol Parti, SYKP, DİSK, KESK ve MMO temsilcileri de destek verdi.
Asgari Ücret Tespit Komisyonunun ikinci toplantısını yaptığını hatırlatan EMEP İl Başkanı Arzu Erkan, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Gerekirse acı ilacı içeceğiz’ diyerek yaptığı ‘fedakârlık` çağrısının gölgesinde, bugün ikinci toplantısını gerçekleştirdi. Komisyonun daha ilk toplantısında Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) genel sekreteri Akansel Koç, ekonomik kriz ve salgın sopasını kullanarak işçileri tehdit etmekten geri durmadı. Patronların sözcüsüne göre; enflasyon üzerinde belirlenecek bir zam istihdam üzerinde olumsuz etkiler yaratacağı gibi kayıt dışılığı da artıracakmış! Biliyoruz ki; patron temsilcilerinin bu sözleri yeni değil. Hemen her yıl komisyonda benzer sözleri nakarat gibi tekrarlıyorlar. Lakin pandemi koşullarında, üstelik de pandemi ile mücadele kapsamında çıkarılan tüm ekonomik paketlerden patronlara teşvikler yağarken, işsizlik sigortası fonu tümüyle patronların yağmasına açılmışken, hatta ve hatta çıkarılan mini istihdam paketi ile kayıt dışı işçi çalıştıran patronlar bile af edilip, üstüne ödüllendirilirken hala bu sözleri sarf ediyor olmak en hafif ifade ile pişkinliktir. Üstelik utanmadan aynı görüşmede 5 yıldır patronlara verilen asgari ücret desteğinin bu yıl da verilmesini talep edebilmişlerdir! El insaf!” dedi.
“İNSAFA GELMELERİNİ BEKLEMEYECEĞİZ”
Hükümetin tutumunun da patronlardan geri kalmadığını söyleyen Erkan, “Örneğin bu ülkede ‘Evime ekmek götüremiyorum’ diyene ‘Abartıyorsun’ yanıtı verilebiliyor. Yetmiyor, TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmeleri sürerken AKP Denizli milletvekili Şahin Tin, CHP’li Engin Altay’ın ‘Millet aç, milletin midesine kuru ekmek giriyor’ sözlerine ‘O zaman aç değiller’ yanıtı verebiliyor! Bu ülkenin emekçilerine bir kuru ekmeği reva görenler, emekçilerin bir kuru ekmekle doymasını bekleyenler, bu ülkede asgari ücretle çalışan 7 milyon işçiye insanca yaşayabilecekleri bir zammı da yapmayacaklardır. Onların insafa gelmesini beklemeyeceğiz. Biliyoruz ki; insanca yaşayabilecek bir asgari ücret ancak ve ancak işçi ve emekçilerin birlikte mücadelesiyle mümkün olacaktır” ifadelerini kullandı.
EMEK KENTİNDE EMEKÇİLERİN YOKSULLUĞU…
Kocaeli’nin emek kenti olduğunu hatırlatan Erkan, “Bu ilin imalat sanayine sağladığı katkı yüzde 13. Türkiye araç üretiminin yüzde 39’u bu kentten karşılanıyor. Kimya sanayi içerisindeki payı yüzde 27, metal sanayi içerisindeki payı yüzde 19. Bu kadar değer üreten bir kentte, bu değeri üreten işçilerse hak ettikleri ücreti almadıkları gibi yeniden tırmanışa geçen salgına rağmen ‘hastalık mı, açlık mı’ ikilemi arasında çalışmaya zorlanıyor! Fabrikalar adeta yangın yeridir! Neredeyse virüsün görülmediği fabrika kalmamıştır. Testi pozitif olan ya da pozitifle temaslı işçiler karantinaya alınırken, kalan işçilerse eksik eleman nedeniyle çok daha yoğun bir tempo ile üstelik de fazla mesailer yaptırılarak çalıştırılmaktadır. Haftalık çalışma süresinin 60 saati bulduğu işyerleri ve işkolları vardır. İşçiler, üstelik de pandemi koşullarında bağışıklığı artırmak için dinlenmenin ne kadar önemli olduğunun sık sık vurgulandığı şartlarda adeta posaları çıkana kadar çalıştırılmaktadır” diye konuştu.
“İŞÇİLER KURU EKMEĞE MUHTAÇ EDİLDİ”
Pandemi sürecince Kocaeli’de gerek imalat sanayi gerekse de hizmet sektöründe faaliyet sürdüren yüzlerce işyerinin kısa çalışma ödeneğinden yaralandığını söyleyen Erkan, “Bugün gerçekleştirilen ikinci görüşmede patron temsilcisi diyor ki ‘Zorunlu olarak başvurduğumuz kısa çalışma uygulamasında dahi çalışanlarımızın gelir kaybı olmaması için işverenlerimizi destekledik ve teşvik ettik.’ Bu denilenler işçilerin sendikalı olduğu işyerleri için geçerli olabilir ama biliyoruz ki sendikasız işyerlerinde kısa çalışma uygulaması nedeniyle gelir kaybı yaşayan binlerce işçi oldu. Asgari ücretle çalışan ve işyeri kısa çalışma ödeneğinden yararlanan işçiler bu dönem boyunca ayda 1700 lira ile yaşamaya mahkûm edildi. Üstelik kısa çalışmanın süresi 1 Aralık itibariyle 3 ay daha uzatıldı. Yine bu dönem patronlara hizmette sınır tanımayan hükümet ücretsiz izinde işçinin onayını kaldırırken patronların istedikleri sayıda işçiyi ücretsiz izne çıkarmasının da önünü açtı. İşte Dilovası’nda Systemair HSK örneği. Ücretsiz izni hak arayan işçileri cezalandırmanın aracı haline getiren patron sendikaya üye olduğu için 46 işçiyi ücretsiz izne çıkardı. HSK gibi onlarca işyeri var. Bu ülkede 1 milyonu aşkın işçi ücretsiz izne çıkarılarak günlük 39 lira ile yaşamaya mahkûm edildi. Yani bırakınız asgari ücreti, pandemi dönemi milyonlarca işçi asgari ücretin yarısı ve yarısının da altında bir ücretle yaşamak zorunda bırakıldı. Yani bir kuru ekmeğe muhtaç edildi!” dedi.
“YOKSULLUK SINIRI ASGARİ ÜCRETTEN 209 LİRA DAHA FAZLADIR”
Asgari ücretlinin borç içinde olduğunu söyleyen Erkan, “Bugün net asgari ücret 2 bin 324 lira 70 kuruştur. Birleşik Metal-iş Sendikası Araştırma Merkezi’nin yaptığı Kasım 2020 açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasına göre; Kocaeli’de dört kişilik bir ailenin aç kalmamak için yapması gereken gıda harcaması tutarı 2 bin 533 liradır. Yani asgari ücretten 209 lira daha fazladır. Bu sadece gıda harcaması tutarıdır. Kira, giyim, yakacak, ulaşım, eğitim ve sağlık masrafları bu hesaplamaya dahil edilmemiştir. Yani bu araştırmaya göre; günlük beslenme maliyeti 81 liradır ve asgari ücretli bir aylık maaşı ile sadece 8 gün geçinebilmektedir. O nedenle asgari ücretli borç içinde yüzmektedir. Borcu borçla kapatmak, ay sonunu kapatmak için kredi kartlarına yüklenmek asgari ücretlinin yaşamının özetidir” diye konuştu.
“ASGARİ ÜCRETTEN VERGİ ALINMAMALIDIR”
Yoksulluk, işsizlik ve güvencesizliğin kader olmadığını söyleyen Erkan, “Asgari ücret, açlık ve sefalet ücreti olmaktan çıkarılmalı, insanca yaşanacak bir seviyeye çekilmelidir. Milyonlarca işçi ve emekçinin talebi budur! Bunun için öncelikle asgari ücretin belirlenmesinde işçiler söz sahibi olmalıdır. Çoğunluğunu patronlar ve sermayeye hizmette sınır tanımayan hükümet temsilcilerinin oluşturduğu Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun, yoksul emekçilerin halinden anlaması beklenemez! İkincisi asgari ücret vergiden muaf tutulmalıdır. Türkiye’de tüm vergi gelirlerinin dörtte üçü işçi ve emekçilerden toplanmaktadır. Brüt asgari ücretin yüzde 33,4’ü (983 TL) dolaylı-dolaysız vergiler ile kesintilere gidiyor. Yani asgari ücretli bir işçi 365 günün 122 günü vergi ve kesintiler için çalışmaktadır. Bütçenin kaymağını yiyenler, hazineyi hortumlayanlar, teşviklere doymayanlar neredeyse vergi vermemektedir. Vergide adalet sağlanmalı; asgari ücretten vergi kesintilerine son verilmeli, tüm dolaylı vergiler kaldırılmalı, özel ve tüzel kişilerden artan oranlı gelir, miras ve servet vergisi alınmalıdır” diye konuştu.
Emek Partisi olarak Kocaeli’de yaşayan tüm işçi ve emekçilere çağrıda bulunan Erkan son olarak şunları söyledi: “Asgari ücretin sefalet ücreti olmasını engellemenin, vergide adaletin, iş cinayetlerini durdurmanın, pandemide ölümle burun buruna çalışmaya zorlanmamanın, işten atmalar ve ücretsiz izinlerin yasaklanmasının tek yolu vardır; bir araya gelmek ve mücadele etmek! İşçi ve emekçiler, sendikalarını asgari ücret konusunda etkin mücadeleye çağırmalı, insanca yaşayacak bir ücret ve çalışma koşulları için işyerlerinde kendi birliklerini kurmalı, harekete geçmelidir.”