İş kazalarının en çok görüldüğü sektörler belli oldu
Güncel verilere göre Türkiye’de iş kazalarının en çok görüldüğü alanlar arasında madencilik ve taş ocaklığı, kanalizasyon ve atık yönetimi faaliyetleri, imalat, inşaat, konaklama ve yiyecek hizmetleri bulunuyor. Ölümle sonuçlanan iş kazalarının ise en fazla inşaat sektöründe yaşanıyor.
İSTANBUL (İGFA) – Üsküdar Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı ve Öğretim Görevlisi Gamze Kağan, Türkiye’de sık yaşanan iş kazaları ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu ve tavsiyelerini paylaştı.
Araştırmalara göre Türkiye’de ölümle sonuçlanan iş kazalarının en fazla inşaat sektöründe görüldüğünü belirten Öğretim Görevlisi Gamze Kağan sözlerine şöyle devam etti: “İnşaat sektöründe yaşanan iş kazaları en çok çalışanın düşmesi, elektrik çarpması, malzeme düşmesi, yapı makinası kaynaklı meydana geliyor. Ölümlü iş kazalarının en çok inşaat sektöründe görülmesinin temel nedenleri ise ülkemizin ihtiyacı olan altyapı ve üstyapı uygulamalarının yoğun bir şekilde çözülmeye çalışılması, inşaat işlerinin yatırımların hemen hemen hepsinde görülmesi, inşaat sektörünün iş güvenliğinde çok tehlikeli alanda olması, iş sağlığı ve güveliği kültürünün ülkemizde yeni gelişmeye başlamasıdır.”
MADEN VE TAŞ OCAKLARI DA RİSK ALTINDA
Gamze Kağan, SGK güncel verilerine göre ülkemizde iş kazalarının en çok görüldüğü sektörleri şöyle sıraladı: “Madencilik ve taş ocakçılığı, kanalizasyon ve atık yönetimi faaliyetleri, imalat, inşaat, konaklama ve yiyecek hizmetleri faaliyetleri iş kazalarının en çok yaşandığı sektörlerdir. Ayrıca madencilik ve taş ocakçılığı, inşaat, ulaştırma ve depolama, tarım, ormancılık ve balıkçılık, elektrik – gaz – buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörleri ölümlü iş kazalarının en çok görüldüğü sektörlerdir.”
Gamze Kağan, iş kazalarının risklerini anlamak için öncelikle iş kazasına sebebiyet veren nedenleri anlamak gerektiğini söylerken, “İş kazalarının oluşmasına neden olan etkenlerin tümü güvensiz davranışlar ve güvensiz durumlar olmak üzere temel iki etkene indirgenebilir. Çalışma ortamındaki sıcaklık, nem, hava akımları, yetersiz aydınlatma, gürültü, kirli hava gibi olumsuz fiziksel ve kimyasal etmenler çalışan insanda; yorgunluğa, ilginin dağılmasına, hareketlerin ağırlaşmasına, duyu organlarının yetersiz kalmasına neden oluyor ve bunun sunucunda da güvensiz davranışlar ortaya çıkıyor” dedi.
İŞ GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜ YOK
Türkiye’nin iş kazalarının önlenmesi ve en aza indirgenmesi için 2012 yılında “6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu”nu çıkararak çok önemli bir adım attığını belirten Öğretim Görevlisi Gamze Kağan, “Bu kanun ile birlikte iş sağlığı ve güvenliği açısından koruyucu ve önleyici bir yaklaşım benimsendi. Ancak bu büyük adımın üzerinden yaklaşım dokuz yıl geçmiş olması ve halen iş kazaları oranlarının yüksek olması iş kazalarıyla mücadele de henüz iyi bir kazanım elde edemediğimizi gösteriyor. İş güvenliği sorununa sadece teknik ve yasal bir sorun olarak bakılmaması gerekiyor. Ülkemiz açısından bu durumda en önemli sorunlardan bir tanesinin iş güvenliği kültürünün yerleşmemiş olduğunu söyleyebiliriz. İş güvenliği kültürünün geliştirilmesi için de uzun vadeli bir eylem planı oluşturulması gerekiyor. Bu kapsamda iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili kurum ve kuruluşların sosyal diyalog temelli ortak çalışmalar yürütmesi fayda sağlayacak” diye konuştu.